Ne zamandır bakamadım c'anım bloğuma, bir zaman sonra da o kadar çok şey birikti ki yazmak istediğim, konunun başını kaçırmış öğrenciler gibi "offf hiç bir şey yapamıyorum" demeyi tercih ettim.Beni özlediğini ifade eden herkese çook teşekkür ederim:)
Temmuzu ortaladıK ama ben yaz moduna gireli sadece bir iki gün oluyor.Malum Ankara'da yaşayan herkes bilir havalar da pek izin vermedi aslında yazın geldiğini anlamamıza.Şİkayetçi miyim yağmurdan?Aslaa! Bayıldım öyle çıldırmış gibi yağmasına.Gel gör ki mayısta çıkardığım yazlık elbiseler giyilme şerefine henüz dün nail oldular.(doğru mu ki bu sözcük?)Biraz da işten güçten anlamadım işte yaz geldi geçiyor. Geçen akşam kocişkoyla balkonda sohbet ederken öyle havadan sudan ben başladım yine "gördün mü yaz bitti de ben daha ne zaman Balıkesir'e gideceğim de ne zaman tatile çıkacağız..Kardeşimi de özledim neden bizim Ankara'da kimsemiz yok, böyle herkes başka yerlerde........." Sonuç : "N'apalım aşkım, olsun bunun da güzel yanları var bak diyen bir aşk ve gece rüyasında takvim gören bir şahsiyet! Bendeniz! İnsan rüyasında takvim görür mü ya, ben gördüm,üstelik 1 eylüldü ve ben tatilim bitti işte hiç birşey anlamadım diye üzülüyordum takvime bakarken.Böyle bir içe işleme olayı olmuş yani bana;) Bu arada allahaşkına bu dünyada rüya dinlemeyi sevmeyen tek kişi ben miyim? Ödüm kopuyor biri bana orda başlayıp aslıda orası olmayan yerlerde biten bir rüya anlatacak diye. Çok sıkıcı! Napayım yani sen kendini yüzerken gördüysen ama sen sen değilsen de ablansa, üstelik yüzgeçlerinde kalem kağıt varsa, sonra aniden sizine eve gitsen yüze yüze ama aslında orası sizin ev olmasa.... Üff daraldım.Söylenecek tek cümle var:Toton açıkta kalmış:)
(Onca laf ettim ma ben de anlattım di mi az önce azıcık da olsa rüya,silmeyeyim bari rüya kısmını silince geriye bişey kalmıyor,dursun)
Neyse..Evdeyim ve ne yapıyorum?Dizi izliyorum tabii ki! Her yaz başında yaptığım gibi.On gün sürer şimdi bu böyle.Ta ki ben kendi kendime napıyorum nerdeyim hangisi gerçek hangisi dizi diyene kadar.Yok yok şaka değil, bakmayın 30 yaşında falan olduğuma siz benim ben fazla bütünleşiyorum dizi ve film karakterleriyle.Mesela 80lerden kalma Cosby Show'u bile izlediğim şu günlerde Olivia ve Rudy hayatımın baş karakterleri.Sonra Grey's Anatomy'ye geçip Sloan'a aşk yaşıyorum,Yang ile birlikte ameliyatlara ben de girmek istiyorum.Ally Mcbeal ise en çok kendimi bulduğum karakter.Bir de psikoloğa gitmeyi kesse de ben de rahatlasam kendimle mutlu mutlu;) Two and a Half Man deki Charlie sizce de ilk sezona göre daha çok abisine benzemiyor mu? Noldu,birlikte çok vakit geçirmekten bunlar birbirine mi benzemeye başladı?
Ne dinliyorum?Bekleyin süper cevap geliyor:
Işın Karaca-Arabesk
İçimdeki arabesk de böylece kendini dışa vurdu.Hatta gaza gelip Şevval Sam'ın Arabesk albümünü de aldım ama yok o ağır geldi bana.Işın Karaca gibi mutlu mutlu söylesin ne o öyle rakı masasında mırıldanır gibi,dert sahibi oldum vallahi.Işın öyle mi! Dert ben de derman sendeee
Ne okuyorum?Aslında taze bitti ama yenisine başlamadığıma göre henüz bunu yazayım:
Ahmet Ümit-İstanbul Hatırası
Neyini sevdim:İstanbul'u o dünyanın dört yanından gelip karış karış gezdikleri bizimse üç beş caddeden ibaret saydığımız o c'anım şehri, sokaklarını,değerini anlatmasını.
Neyini sevmedim: Bölüm aralarındaki mitoloji özentisi yazıları.Alıntı alıntı alıntı.Ne gerek vardı ki?
Polisiye roman olduğuna göre,katili doğru tahmin ettim mi?Hayır.Aferin hoşuma gitti bu ama. Zaten ..Hani..Neyse şimdi okumamış olanların tadını kaçırmayayım.
İşte böyle..Benden şimdilik bu kadar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder