"Ek gıda" bebeği 4 ya da 6 aylık olmuş bir çok anne için kabusa yakın birşey. Bebek yedi/yemedi kısmını saymazsak çok da karmaşık bir iş değil bu özünde. Her konu gibi bunun da genel doğruları var;siz o doğruları alıp kendi hayatınıza entegre ediyorsunuz.
aslında en en en önemli şey şu:
Bu bebeğin annesi sizsiniz ve hiç ama hiç kimse bebeğin ne yiyebileceğini sizden iyi bilemez.Yani yine anneler herşeyin en iyisini bilirler.. Ancak bu size sonsuz bir özgürlük tanımaz.Onca araştırma,çalışma boşuna yapılmıyor. Bebeklere 1 yaşından önce bal vermeyin derken doktorların bir bildiği var.Size tanınan sınırlar içinde özgürsünüz ancak..
Ek gıdaya başlamak bence bir annenin önce ruhen hazır olması gereken bir olgu bence.Aylar boyu gecesi gündüzüne karışmış,kocasıyla ilişkisi yeni bir boyuta girmiş,hormonları çıldırmış olan bir kadının bebeğini artık emzirme dışında bir yolla beslemeye çalışması malesef toplumda bir çeşit sınav gibi algılanıyor. Ve yine malesef bu kötülüğü her zamanki gibi biz kadınlar yapıyoruz birbirimize..(aynı şikayet ettiğimiz tüm erkekleri bir kadının yetiştirmiş olduğu gerçeği gibi)
Karşılaşılması muhtemel yaklaşımlar şöyle:
1. Bebeği bir an önce ek gıdaya başlatmaya çalışan zihniyet: Bu zihniyet üç tipte karşınıza çıkar:
a)" Bebeğin 3 aylık olunca hemen birşeyler tattırmaya başla,alışsın ."diyenler.
b)"Ek gıdaya başlamak için sakın doktoru dediği gibi bebeğin 6 aylık olmasını bekleme.Koca çocuk oldu yahu artık o,4 aylık oldu mu başla şöyle yavaştan püre çorba falan, 6 aylık oldu mu artık herşeyi yer o. Yeni moda işler bunlar böyle 7. aya kadar beklemek,bak bilmemkim senin gibi doktor sözü dinleyip beklemiş 7. aya kadar,şimdi çok pişman,bebek hiç birşeyi yemiyor.Neden?Ay alışmadı ki ayol,nasıl alışsın bebek?" diyenler
c)"Emdi emeceği kadar o,yeter,bunan sonra bir besleyici değeri yok zaten anne sütünün,yap sen şu bebeğe mis gibi bir et suyuna şehriye çorbası , bak görüceksin ne gece uyanması kalıcak ne başka derdi.Akşam yatmadan önce de yedir pirinçunlu muhallebiyi,sabaha kadar sen sağ ben selamet." diyenler
a)Ben bebeklere bu kadar erkenden birşey tattırmanın hatta genel kullanımıyla yalatmanın annelere ne tarz bir duygu yaşattığını kavrayamadım bugüne dek.Bir anne olarak ona dünyanın en eşsiz,en değerli,en ona has besinini -sütünü- verirken 2 aylık bebeğimin kayısı yalaması beni neden mutlu etsin ki?Emzirebildiği için mutlu olanı anlıyorum ama bunu değil..Ben de her anne gibi 6. ayımızın son günlerinde tatlı bir heyecana kapıldım, bizimle aynı yemekleri yiyecek olması tabii ki çok mutlu etti.Neden?Çünkü zaten artık son 10 gündür elimizde ne görse atlıyordu. Belki bir anlamı yoktu, ama olsun. Anne olarak bebeğini elindekine atlarken görünce "canı istedi" hissine kapılıyor,onun da yemesini istiyor ve yediği bir kayısıyla mest oluyorsun Ama üzgünüm daha gözleri bile tam açılmamış 2 aylık bebek çin aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.Eskilerin dediği gibi..Herşeyin bir zamanı var.
b)En üzülerek dinlediğim iyi niyetli anne tavsiyelerinden biri bu: ek gıdaya geçmek için 6 aylık olmayı bekleme,sonra yemez..Öyle çok anne gördüm ki bebekleri 4 aylık olunca doktorun söyledikleriyle etrafın söylediklerinin arasında sıkışan. O kadar çok insan bu şehir efsanesini fısıldıyor ki insanlar "bir bildikleri var heralde,ya çocuk gerçekten yemezse , ya dedikleri gibi olursa ne yaparım" gibi düşüncelerle bir orta yol bulmaya çalışıyorlar.Bebeğin yemesinin ya da yememesinin bununla alakası yok.Anne sütü alan ve kilo alımında problem olmayan bir bebek için en doğru zaman 7. ay.Bebeği "yemeyen" anneler nedense buna bir sebep bulma çabalarında ek gıdaya başlamak için geç kalmış olmayı öne çıkarıyor-sanki tek aktör bu olabilirmiş gibi..Her neyse böyle bir şey yok..Bilimsel yanı zaten yok,anlatılan deneyimleri de ciddiye almıyorum.
c)Anne sütünün ne mucizevi bir besin olduğu aslında ayrıca kocaman bir yazı konusu. Hiç bir besin bunun yerini tutamaz,hele önüne hiç geçemez.Damlasını ziyan etmeden..
2.Bebeğin yemesi ya da yememesini annenin aşçılığına bağlayan zihniyet:Çeşitli cümlelerle karşınıza çıkabilirler: "Acaba elinin lezzeti mi yok?Aaa yoğurt çorbasını yemedi mi ben bir çorba yaptın dün vallahi kızım nasıl yedi.."Tüm bu iyi niyetle söylenen laflar karşı tarafa şu şekilde ulaşır : Güzel yapmış olsaydın bebek yerdi.Ne kadar sinir bozucu olduğunu söylemeye sanırım gerek yok:)
3." Biz bunları yiyerek büyüdük,hiç birşey olmaz,ben veriyorum herşeyi" zihniyeti:İşte en en en tehlikelisi bu.Bunlar,kendilerinin yanlış yapıyor olması yetmezmiş gibi sizi pimpirikli olmakla,çocuğun üzerine fazla düşmekle,bu işi takıntı haline getirmekle suçlayanlardır. En sık kullandıkları cümle "biz koca bir nesil böyle büyüdük ayol,ne oldu,bir şey mi oldu" dur.(iç ses: oldu ve olan şey apaçık ortada) Çok acı.. Benim annem de bana 15 günlükten itibaren yumurta vermiş.Birşey olmazdan anlaşılan şey ölmemekse evet ölmedim,yaşıyorum. Onun dışında bunun neye yol açtığı ya da açacağı hakkında hiç bir fikrim yok. Kimbilir her zaman şikayetlendiğim fazla 5 kilomun yegane sebebi budur,olamaz mı,olabilir:)Diyeceğim o ki; hayatta karşılaşılan herhangi bir sağlık sorununun temelinde bebeklik dönemi beslenmesinde yapılan hatalar olabilir.Üstelik de bu tarz durumların bir sınırı yok ki..Benim için "aman ne olucak sanki,hiç birşey olmaz " denen şey sizin için çook uç bir nokta olabilir. Bu yüzden de herkes doktorların,bilim adamlarının söylediklerini dikkate alsın ve bebeğe kendi kafasına göre bişeyler vermesin.(bence;)
4.Çocuğa bir an önce çikolata,çay,şeker verme meraklıları:"Annesiii, daha çikolata yemeyecek mi bu çocuk, bak oğlum çay,hüppp,ımmm,çok güzel.." Hey allahım ya:) Sanırsın ki dünyanın en faydalı besinlerine özendiriyorlar. Bunun bir adım ötesi parkta bahçede hiç tanımadığınız insanların çocuğunuza sizden izinsiz şeker,jelibon ve vermesi ve "canı ister çocuğun" açıklamasını getirmesi.Bu insanlar aynı zamanda ilk bir kaç gün meyve püresini kabul ettiği gözlemlenen bebeğe hemen pasta börek vermeye meraklıdır ki sanırım literatürde 6 aylıkken kıymalı pide, pasta,börek yiyen başka bir memleketin çocuğu yoktur:)Pofff;)
5. "Ben bebeğime herşeyin en güzelini en doğalını veriyorum " u abartan zihniyet:Her anne bebeğine herşeyin en güzelini sunmak ister.Belli bir bilincin üzerinde olan herkes bebeğin kavanoz mamalarıyla büyütülemeyeceğini, miss gibi ev yemekleri yemesi gerektiğini,sebzenin meyvenin en güzelini bulmanın onlar için çok şeyi değiştirdiğini bilir. Ancak bazen hayat başka şeyler sunar insana. Mesela bebeğiniz hasta olur ve bırakın bir şey yemeyi emmeyi bile reddettiği olur. Anlaşılmaz biçimde tek kabul ettiği şey, kavanoz mamadır;verirsiniz.Lami cimi , sebebi şusu busu yok yahu,direkt verirsiniz işte.Tek istediğiniz çocuğunuzun boğazından iki lokma birşey geçmesidir, verirsiniz.Bazen dışarı çıkarsınız, bir bakarsınız onca emek hazırladığınız yemekleri evde unutmuşsunuz.E ne olucak?Mecbur yakın bir marketten kavanoz mama alır verirsiniz. Örnekler çoğaltılabilir. Her anne bunu vereceğine kendi yemek yapsa daha iyi olacağını bilir ama bazen bunu tercih eder-ki bu kimseyi ilgilendiren bir konu değildir. Bu yüzden de hangi marka kavanoz maması alsam diyen anneye ""aaa kendin yapsana,ben hep kendim yaparım,tazecik" diyen "anne" lere bakışım pek de sevimli değildir.Yanlış söyledikleri için değil, bir başka annenin işine bu şekilde karışma cüretini gösterdikleri için.Bu konu her annein kendi içinde kendine vereceği hesaba bağlı,bir çeşit vicdan muhasebesi yani.Artısı eksisi ortadadır,ölçer biçer,o an çin bir karar verirsiniz.Hepsi bu.
6.Felaket tellalları: İşte bir tehlikeli grup daha:
Şimdiiii..Bebek doğar.E tabii anne şaşkın,malum.
Bu insanlar aniden konuşmaya başlar:
"Sütün var mı sütün? Helva ye,bulgur ye,onu ye, bunu ye, sütün olmaz vallahi sen böyle yaparsan.Kaç gün oldu doğum olalı,hala çok az sütün,allah allah neden acaba?Yeni anne dediğinin bir sütü olur sıktın mı duvara fışkırır,seninki süt bile sayılmaz,su gibi,doyurmaz bu bebeği,senin sütün yağlı değil,sütün yaramıyor,10 dakika bir memeden sonra 10 dakika diğer memeden emzir,öyle emip durmasın aynı memeyi,sütünü sağma,sağarsan biter, biterse bebek aç kalır.." vs vs vs..Offf yazarken şiştim vallahii.Aynı insan grubu ek gıdaya gerçer geçmez şunları demeye başlar: "Sen başladın buna ama hadi bakalım,sütün biter artık senin,daha gelmez,emmez bu çocuk daha..."
Bence annelerin süt hakkında konuşması yasaklanmış olsaydı emzirememiş annelerin %90 ı bol bol emzirmişti bebeklerini.İnsanların konuşmaları öyle rahatsız edici ki, sütün tek kaynağı olan yüksek moral bol uyku gibi faktörler güme gidiyor arada hep.Bir çok anne biliyorum etraftakilerin abuk sabuk konuşmalarıyla gün be gün daha kötü hisseden ..O kadar haklılar ki...Benim, hamileliğim esnasında süt olmaması gibi bir durumdan haberim bile yoktu.(iyi ki de yokmuş)Doğa kanunu gereği ,doğumdan sonra sütüm olucak işte diye düşünmüştüm hep. Hatta doğum esnasında alınan kilolar bu sütü yaparken gidecek, beden - kıtlık durumuna bile hazırlıklı olucak şekilde genişlerken -depoladıklarını emzirirken harcayacak diye düşünmüştüm.Şükürler olsun öyle de oldu.Aylar aylar sonra bile ,annelerin üzülerek sordukları soruları,insanların onları farkında bile olmadan sordukları bu tarz sorularla demotive etmelerini gördükçe çok üzülüyorum.Süt gelmemesi bambaşka sebeplerden de olabiliyor ama bir bunu bazen bir kadının diğerine yaptığını bilmek..çok acı.
7.Blender düşmanları:Ek gıdaya başladınız başlamak üzeresiniz.Bebeğiniz ömrü hayatında anne sütü/formül mama dışında birşey almamış.İşte o ses:Sakınnnnnn meyveyi sebzeyi blenderdan geçirme,mazallah sonra pütürlü yiyemez.Rendelerseniz meyveleri yine de tabii kıvamı püre olaz tam,verirsiniz bebeğe,hoopp geri çıkarır..Daha besin denen şeyle yeni tanışmış bebeğin odağı bu mudur allahaşkına.Yiyemiyorsa yazık, rendelenmiş şekilde ,geçirin gitsin yahu blenderdan..bir alışsın azıcık birşeyler yemeye.Sonra yavaş yavaş blendardan rende vs ye geçersiniz.Sabır işi bu,1 ay sonra herşeyi yemiyor ki aniden bebekler. 6-9 arası zaten sadece alışma süreci.Ben demiyorum ki 10-11 aylıkken hala blenderdan geçin ama ilk zamanlar için bence kullanılabilir bir alet:) Anne zaten bebeğinin tepkilerinden anlar artık rende yiyip yemeyeceğini.
Bu konuda arkadaşıma ahkam kesiyordum bir gün,"ne olucak allahaşkına, sen hiç 5 yaşında hala püre yiyen bir çocuk gördün mü ,geçir blendrdan rahat ol vs" diye diye atıp tutuyordum.Cevap geldi karşıdan: Gördüm, kuzenimin bilmemnesi 9 yaşında hala sadece püre yiyor!!!! Amaninn zort olduğumun resmiydi yani:) Neyse canım, bunda başka faktörler de etkendir diye yatıştırdım kendimi: Velhasıl..Her şey tadında..Sonsuza dek değil ama kısa bir süre,blendera evet ;)
(bir de tabii bebeğin besinine metal temas etmesi durumu var ki ona şimdi hiiiç giremeyeceğim.)
E daha ne diyeyim:)Benim de bunlardan biri ya da birkaçını yapmadığım ne malum:D