22 Ekim 2011 Cumartesi

anne olunca anladım..

Annelik deneyimim başlayalı yaklaşık 9 ay oldu.Kimsenin bana anne dediği yok henüz o ayrı tabii..Gerçi haksızlık etmeyeyim "annesiii ..." ile başlayan cümleler kurmaya pek hevesli bir milletimiz var şükürler olsun,insanı anne lafından soğutuyorlar.

Geçen bu zaman içinde "annelik" kavramını defalarca sorguladım kendi içimde..Gözlemledim,dinledim,yaşadım..Bazen gururlandım -sanki doğanın bana verdiği hediye değilmiş de kendim birşey başarmışım gibi- bazen hüzünlendim,bazen çok ağır geldi,bazen güzelleştim,bazen daha güçlendim,bazen kızdım,bazen tüm hayatımı sorguladım..Attığım adımı,ağzımdan çıkan sözcüğü,hayattaki duruşumu..işimi,hayallerimi,vazgeçtiğim hayallerimi,dünyaya bırakacağım izi,kocamı,ilişkimizi,ailemi,arkadaşlarımı...herşeyi ama herşeyi ince ince eledim.uykusuzluk yorgunluk neymiş öğrendim. yatakta şımarık şımarık süründüğüm,gece keyiften çok geç yattığım için söylene söylene işe gittiğim sabahları anımsadım..gülümsedim..bir bardak kahvenin,duşun altında geçirilen rahat dakikaların değerini anladım..Sabır ne demekmiş öğrendim..eskilerin o güzelim dantelleri nasıl bir sabırla ince ince dokuyabildiğini anladım..bir iş yaparken düşüncelerde boğulmayı,yarı hayal dünyasında yaşamayı,yarı yitik hafızayla dimdik durmayı..öğrendim..Vefa neymiş,merhamet neymiş,sevgi neymiş,ne emekmiş öğrendim..


"Akan hayat" tan elimden geldiğince uzak kalmamaya çalıştım.İlk aylarda oğlum gece uyandığında nerdeyse saatlerce emerdi ve benim önümde iki seçenek vardı: Yine bütün gece uykusuz kaldım diye söylenmek yada O'nu emzirirken kendime yapacak zevkli bir iş bulmak ve keyfini çıkarmak.. Ben ikincisi seçtim.
Her gece dr house la buluştum:)Sabah uyandığımda diziyi hiç mi hiç hatırlamıyordum,o ayrı..Neyse ki tekrar yayınladığında "aa ben bunu izlemiştim sahi bi gece" diyebildim (bu da bir şey di mi:)

Akşamları oğlum uyuduktan sonra kocamla film izleme ritülimizi elimizden geldiğince devam ettirdik,yeni çıkan filmleri takip ettim,belki tek seferde izleyemedim ama canımı da sıkmadım bunun için.Beklentilerimi düşürdüm,film izleyebiliyor olmam bile süper dedim,oldu bitti.Sinemaya gitmedim,he he çok işime geldi,çünkü zaten hiiç sevmem sinemada film izlemeyi,bahanem oldu:)İlerleyen aylarda oğluşla parkta gezerken ,yaz günlerinde balkonda uyuturken taa lise günlerimdeki kadar çok kitap okudum.Yeni çıkanları,eski kaçırdıklarımı..Yarım aklımla hayata yetişmek için ,geri kalmamak için,annelik denen "şey" le kafayı hepten sıyırmamak için iki kitap çevirmeye başladım.Birini nerdeyse bitirdim,biri sürünüyor:)
iş hayatına kendimi ne çok kaptırdığımı,günlük hırsların,konuşmaların,fısıltıların dünyasında nerdeyse boğulmak üzerinde olduğumu anladım.hayallerimden nerdeyse vazgeçtiğimi, nerdeyse hiç yazmadığımı ayırt ettim..oğlumun zamanlamasına bir kez daha şükrettim..özüme döndüm..arındım..

kocama, yaşadığımız her an bir kez daha aşık oldum,, "insan evleneceği kişiyi seçerken bu adamdan çocuğuma baba olur mu,benimle hayatı gerçekten paylaşır mı,her koşulda yanımda yürümeyi başarır mı karşıma geçip zırhlarını kuşanmadan" demişim bir kaç yıl önce bir arkadaşıma,geçenlerde arayıp evleneceği müjdesini verirken söyledi.Deneyimledim..Akşam o işten döndükten sonra oğlanı bırakıp bazen parkta bir yürüyüş yapmak bazen de ekmek vs almak için markete gittiğim zamanlarda,karşıda gördüğüm dairenin içinde huzur olduğunu bilmek,birer birer yanan ışıklardan birinin benim evim,benim yuvam olduğunu bilmek,içeride babasıyla kuduran oğlumun çığlıklarını kulağıma getirdi..gülümsedim büyük bir şükranla..

velhasıl anne olmak..kolay değilmiş,,hiç kolay değilmiş...bir gülüşüyle dünya değişirmiş evet ama ..anlatmadıkları,paylaşmadıkları çok şey varmış..