7 Ekim 2013 Pazartesi

çocuk kitapları



Müptelalara selam olsun diyorum ve oğlumun (şimdilik) en en en sevdiği  kitapları paylaşıyorum..


Enfes bir uyku öncesi kitabı bu, hem de dedeli, anneli ,babalı,yıkanmalı, rutinli..Ne yalan söyleyim  hele başlangıç kısmına ben bile bayılıyorum:)


Bu, oğluma aldığım ilk kitap. Kendisinden 3 kez almak zorunda kaldım toplamda.Sevgisinden ne yapacağını bilemiyor diyelim.Odasının duvarında asılı olan resimdeki hayvanlardan kırmızı filin kaybolmasıyla başlayan bir çeşit macera .. Bizimki bayılıyor. Resimleri de çok güzel, renkler çok canlı.Renkleri öğrenmesinde bu kitabın eminim çok faydası olmuştur, çünkü ayrıca hiç bir çalışma yapmadık renkler için..


Bu da ailecek kedi sevgimizden esinlenip aldğım bir kitap. İlk başlarda yüzüne bakmadı ama sonraları bayıldı buna. Oldukça da güzel bir hikayesi var. Pırtık Tekir ve "sahibi" Hüsnü sokaklarda çalgı çalıyorlar.Bir gün Pırtık Tekir gezmeye çıktığında Hüsnü soyuluyor ve gözünü bir hastane yatağında açıyor. Ve.. devamı kitapta :)
Bu kitap sayesinde kapkaççı falan öğrendi çocuk o ayrı:) Öğrensin zaten, bence sakıncası yok.


İşte benim favorim. Eni konu ba-yı-lı-yo-rum! Bir kitap bu kadar mı güzel olur ... Bu kadar mı sıcak, bu kadar mı içten, bu kadar mı güzel duygular fikirler aktarılan.. Behiç Ak , yüreği kocaman kocaman adamlardan biri bu ülkede..Ne diyeyim; yüreğine kalemine, aklına firine sağlık..
Kendilerine kışın yemek getiren yaşlı teyze artık gelmez olunca minik kedinin kendilerini yönlendirmesiyle adada yaşayan kedilerin kendi sirklerini kurmalarını anlatıyor kitap ..Çizimlerse.. yine tek kelimeyle mükemmel..




İşte bir Behiç Ak kitabı daha! Gürültülü bir şehi, gürültüden birbirinin bile duyamaz hale gelmiş insanlar ve bu şehre gelen bir sirk..Kendi yaşamınızdan çok şey bulacaksınız içinde ..





Ve meşhur Aç Tırtıl. 3 yaşlarında çocuğu olup da bunu bilmeyen yoktur sanırım.. Çok eğlenceli değil mi.. Ne kadar basit ama ne kadar güzel bir fikir..Sayıları ve renkleri öğrenmeye de yardımcı.. 


2 Ekim 2013 Çarşamba

giderayak..



                                                  Hava saldırısı sonucu Londra’da zarar gören bir kitapçı, 1940





"Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden 

ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak."

Nazım Hikmet

The Lumineers - Charlie Boy




                  




Bugün sabah Modern Sabahlar'ın konusu "en son neye, hangi duruma ağız dolusu küfür ettiniz" di. Sizin de tahmin edeceğiniz üzere;  çok da şaşırtıcı bir durum yok, tabii ki  herkesin ortak derdi trafik! Ne tuhaf di mi hepimizin derdi olması, o zaman kim bu durmadan kornaya basıp, selektör yapan insanımsılar? Bence trafikte böyle bencileyin(bu sözcük gerçekten var di mi ) bir avuç "saftirik" insan var  böyle dert sahibi olup çıkıyor eni konu:)

Neyse, dönelim konumuza. Sabah enfes uyandım. Duyduğum ilk iki cümle şunlardı:

- Anne bak sana mayva(evet evet mayva) topladım çok güzel, hadi kalk da yiyelim.Sen soyar mısın anne ben soyayım mı portakalını? (elinde  sarı bir mandalla -portakal yani- bekleyen 2,5 yaşında bir mucize, çamaşırlıktan topladığı mayvalarla karşımda)

-Canım bak bugün hava tam da senin en sevdiğin gibi.

Daha ne ister ki insan hayattan..


Okula gitmeden önce kitap okuduk, boyama yaptık, oyun hamuruyla oynadık ve son olarak legoları yük yapıp kamyonlara yükledik.Okul 9 da başlıyor. Diyeceğim o ki, düşünün artık siz kaçta uyandık:) Şikayetim yok, sabahlar ayrı bir keyifli , üçümüz de evde olduğumuz için sanırım.

Hala konuya gelemedim. Yine ayrı bir yazı mı yapsam, ne yapsam, yok artık yazayım buraya.
Velhasıl çıktık evden, havada yağmur, radyoda modern sabahlar, kıkır kıkır gidiyor----uz. diyecektim ki; daha 100 metre gitmeden kilit olmuş bir trafikle burun buruna geldik. Gerekli küfürler içten içten edildi, tüm işleri okulların açılmasına bırakan zihniyet esefle kınandı ve ... baktı ki çare yok; el istemsizce "müziğim" i tıkladı.

Zamanın göreli olduğunu artık bilmeyen yoktur herhalde di mi , bizim yarım saatimizi keyiflendiren "kısaltan"  The Limunneers  oldu bu sabah.

Bu renk sabahlarda seni daha da çok seviyorum Ankara..

Bu renk  sabahlar için 60 yaşıma bir not olsun istedim.