26 Kasım 2009 Perşembe

sevdiğim "an" lar,sevdiğim "yer"ler

Ne zamandır fotoğraf çekmeye fırsat bulamıyorum.Gerçekten istenilen şeyler için "vakit yok" kavramını pek kabul etmeyenlerdenim ben, o yüzden de bu geç kalmışlık "iş yoğunluğum"dan değil tembelliğimden. (Böylece fırsat bulamamak sözcüğünün tüm karizmasını aldım götürdüm:)Azıcık yoğun iş kadını imajı çiz di mi şurda, yok:) )
Bu tembellik maalesef bu sonbaharın o güzelim sarı yapraklarını kaçırmama yol açtı.Neyse ki yarın bayram , umarım Ankara nispeten sessiz sakin olacak ve ben rahat rahat fotoğraf çekeceğim erkenden.



Gelelim başlığımızın içeriğine:

Geçenlerde bir gün yine öyle hayaller içinde yürürken Tunalı'da , Ankara'da en sevdiğim yerin eski Mado(yeni Ceviz?) dan Atatürk Bulvarı'na çıkan ,Kıtır ve Random'ın da üzerinde yer aldığı o dar sokak ve özellikle de o sokağın "sonu" olduğunu bir kez daha tescilledim kendi kendime.Evet evet tam orası hani şu bank var bir tane,arkasında bir ilan panosu,karşısında iki tane cici dükkan ve hemen köşede Ankara'nın en güzel Dost'u.Orda çekilmiş bir dolu fotoğrafım olsun istiyorum. Evimin duvarlarına asayım onları ve seneler seneler sonra çocuklarımın çocukları olur da hani evime gelirse "hımm ananem böyle bir kadınmış gençliğinde" desin.Beni zihinlerine o yerle yerleştirsinler.Ve hatta ben de orda anımsayayım gençlik günlerimi.Tam o renkte!Bence her an başka renkte!

Kıtır'ın önünde oturan,ayakta kokoreç bekleyen insanlar,kırmızı tenteler,yağmur biraz,mutlaka rüzgar, eskiden Dost'un vitrininde "yaşayan" kedi , şimdi onun yerinde olan çiçekler,o iki küçük dükkandan pasaja yakın olanında askılara tıkıştırılmış kıyafetler,yer döşemeleri,masalardaki portakal suyunun rengi,Random'a inen basamaklar,bahçedeki yavru kediler,ve tabii ki o sokak lambası,o bank ,o ilan panosu,o ilan panosuna iliştirilmiş her şey içimi huzurla dolduruyor,bana kendimi "yaşıyor" hissettiriyor.Bana iyi geliyor.Bir başka güzel geliyor dünya bir anda,tanımadığım insanlara merhaba demek, yürüyen diğer insanlarla gizli bir dilde şarkı söylemek, kendimce dans etmek geliyor içimden.Yaşamak öyle güzel, yaşamak öyle özel,bana verilmiş bir hediye var sanki kimsenin bilmediği,kimsenin görmediği. Geçirdiğim her anı içime çekiyorum..Sokak kısacık,elimden geldiğince kıymetini biliyorum.

2 yorum:

  1. yinede bi kaç sarı yaprak yakalamışsın :)
    ii bayramlar..

    YanıtlaSil
  2. Söylediğin yer orayı çevreleyen alandan özgürleşmiş, kendi düzenini yaratmış bir özgül mekan aslında, pek çok kişi için yoğun olarak anı yüklü olması orayı bir zihinsel mekan haline de getiriyor. Aynen katılıyorum

    YanıtlaSil