Ankarayı az insan sever.. ya da ne bileyim öyle derler .. herkes bir İstanbul sevdalısı.. söyleyecek sözümüz yok canım, neredeyse sevmemek mümkün değil o sokakları..
Oysa bana hep daha korunmuş, daha korumuş gelir kendini Ankara. Gerçeği değil belki, şu 500 metre ötemde koca bir duvar ve yol yapmaya çalışan Ankara değil ; bendeki, gözümdeki ,içimdeki Ankara...Daracık sokaklardaki devasal ağaçlar.. Yerlerde bin renk.Siz çayınızı yudumlarken bir apartmanın bahçesinden cafeye dönüştürülmüş karşı balkonda sessizce duran çamaşırlar..hemen yandaki tiyatro..bir sokak üstte kalabalık,gelip geçen insanlar, kendini gezdirmeye ancak köpek gezdirir süsü vererek çıkabilen insanlar..daracık ve bozuk kaldırımda koştur koştur yürümeye çalışan, ayaklar arasında minnnacık köpekler..bilmeyenin kocaman bir yer sandığı; görenin küçüklüğüne şaşırıp kaldığı, yaşayanın ruhuna kattığı Kuğulu Park..Sigara yasağından sonra rahat rahat kaldırımlarında da oturabildiğimiz Tunalı Hilmi.. Atakuleden aşağı kendimizi ağaçlar arasında sevgiliyle elele bırakıverdiğimiz Cinnah..Her biri ayrı güzel ara sokakları.. ve ..Gül Parkı..
Defalarca önünden geçtiğim.. daha önce birkez bile durmadığım.. Nereye çıkar bilmediğim.. bir romanda keşfettiğim , sonrasında ne zaman aşktan canım yansa sığındığım Gül Parkı..
Benim için aşık bir yürekti O. Yürekten sevdiğine yürükten inandığım, aşkı en güzel anlatan adamlardan biriydi... ve kocaman bir yürekle gitti..
kalemine, yüreğine sağlık Turgut Özakman..
29 Eylül 2013 Pazar
turgut özakman'ın ardından.. romantika
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Copyrighted mavi pencereli ev 2009. All rights reserved. Powered by Blogger
Blogger Templates created by Deluxe Templates
Blogger Templates by Blogger and Blogger Templates
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder