30 Eylül 2013 Pazartesi

ev=çay+kek kokusu


Bir önceki yazının devamıydı aslında aşağıda yazdıklarım, sonra bir baktım kahve başlığının altında çayı övüyorum da övüyorum; bari dedim bunu da ayrı bir yazı yapayım.Ne yani ca'nım çayı kahvenin altında mı anlatacaktım?



fotoğraf: pinterest

Kahve mi çay mı derseniz ben çaycı olmuşumdur her zaman. Bunun en önemli sebebinin gevezeliğim olduğunun farkına vardım geçenlerde. Bir kahve içiminde bitmiyor hiç benim anlatacaklarım. Eşim sabah evden çıkmadan önce balkonda bir kahve içiyor mesela her sabah ve ben anlatacaklarımı mümkün değil sığdıramıyorum o zaman dilimine.

Ben çay insanıyım.çaydanlık sesi (kaynayan su sesi demek daha mı doğru acaba) mutlu eder mesela beni.. dört duvarı yuva yapar birden. içinde çay içilmeyen ev ev demem, çay sevmeyen insanları anlamam, hatta  hemen azıcık soğurum kendilerinden. Ne bileyim kedi sevmeyen kadın gibi.Cık, olmaz bence.  İçine azıcık bergamot karıştırılmış çaya ise taparım..

Çocukken dedem değişik çaylardan paket paket alırdı, mutfağın ortasına kocaman bir sofra bezi yayılırdı ve yine kocaman  yuvarlak bir tepsinin içinde bu çaylar karışır, harmanlanırdı. Ben bilmezdim tabii hangisinden ne kadar konacak ama bana düşen  ellerimle çayları karıştırmak , havalandırıp havalandırıp bırakmaktı.Sonra onlar teneke kutulara kaldırılır, her sabah yine dedem tarafından  gerçekleştirilen bir ritüelle demlenirdi. Her çay beğenilmezdi, su eklenmiş (haşlanmış ) çay saniyesinde anlanırdı, bir bardakla en fazla 2 kez çay içilirdi. E tabii bardak mutlak suretle ince bellliydi ve minicikti.Bu çayı kahvaltı için sanmayın ha, bu kahvaltı öncesi çaydı. Bir nevi keyif çayı, dedemin deyimiyle afyon patlatma çayı.O zamanlar herkesin neden sabahın o saatinde uyandığını,  o kadar çok ne konuştuklarını, bahçenin neden o saatte sulanması gerektiğini, uyanır uyanmaz evde uyuyan varmış yokmuş umursamadan -akşam yatmak bilmiyorsunuz sabah kalkmak bilmiyorsunuz, uyansın sıpalar- neden radyo ya da sonraları televizyon açıldığını, pazar sabahları neden hep birlikte sirk izlediğimizi, bulmacaların yarısını anneanneme sora sora çözen dedemin aslında cevapları zaten bildiğini,  emekli maaşının neden iskandinav denilen koltuk takımlarının  minderinin altında durduğunu ve emekli maaşını alır almaz ilk yapılan şeyin neden iki karton maltepe sigarası almak olduğunu , şimdiki gibi balkonda bahçede gizli gizli değil, yanımızda hem de püfür püfür sigara içildiğini tüm bu yapılanlara  neden hep bir bardak çay eşlik ettiğini ve  daha bir çok şeyi anlamazdım.. 

Şimdiyse çay demek, o sıcacık ev demek..o zamanlar sinir olduğum çay karıştırma sesi bir tebessüme dönüştü yüzümde, çayı şekerli içen birileri bile yok zaten artık etrafımda.
Çay demek yanında mis kokulu kek demek eve girer girmez kokusu içinize dolan..
Çay demek benim için, kaybetmek istemediğim her ne varsa içimde , sımsıkı sarılmak demek.

2 yorum:

  1. O kadar güzel anlatmışsınki.. Kesinlikle katılıyorum, ben de çay insanıyım hem de en bergamotlusundan :) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Bir kahveci olarak yazınızı büyük bir keyifle okudum ve bir zamanlar İzmir'de babaannemlerin evinde yaşadığım günler geldi aklıma. Sizin gibi çaya aşık değilim. Her gün en az 2 bardak içerim ama düşkünlüğüm yoktur. Aslında buna yurt dışında uzun süre yaşamam sebep oldu sanırım. Oralardaki sallama çaylar soğuttu beni sanırım. Türkiye'ye döndüğümüzden beri ben de yeniden çayla aramı düzeltiyorum. Aslında şekeri bıraktığımdan beri çayı daha az içer oldum. Sonra da ammmaaaan dedim boşver at şekerini iç madem böyle keyif alıyorsun. Çayını şekerli iç 2 şekerden ne olur sanki :) Yine de günde bir neskafe bir Türk kahvesi olmadan da olmuyor işte... :) Moskova'da yaşarken sabah ilk iş kahve makinasını çalıştırmak olurdu. Beş dk içinde bütün evi kahve kokusu sarardı. O koku afyonumu patlatırdı. Bir de Ruslar her ne kadar çayı çok sevseler de bizim kadar bilmiyorlar bu işi. Çok çeşit çayları var, Çinden geliyor. Gelin görün ki bir Rize çayının yerini tutmuyor. Zaten artık sallamaya o kadar alışmışlar ki. Hamburgerin yanında bile içiyorlar. Sallama çay da bana çok sahte geliyor :)

    YanıtlaSil