26 Eylül 2013 Perşembe

masumiyetin masumiyetini unutma




Yalan değil elim ayağım titreyerek girdim ben o kapıdan.. duvarlarına dokundum.. yangın merdivenlerine oturup sigara içen Kemal'i düşündüm ve arka bahçeye kaçan topları.. Karşısındaki kaldırımda oturdum kaldım uzun süre, önce bir tuhaf kaçıyor mu acaba böyle dedim ama sonra boşverdim gitti,o sokağı, yan sokağı bir yanını ,bilmiyorum belki de her yanını bir aşağı bir yukarı dolaştım.. Kemalle aynı taşlara basmış olmak hoşuma gitti, tam benim baktığım yerden o da bakmıştı belki şu karşı kapıya ve belki O da bir bardak çay içmişti benimle aynı sandalyede.Kahvenin duvarlarındaki yazıları görmemiş olamazdı, mümkün değil.

Aynı sokakta bir otelde kaldım.. Sabahını gördüm, akşamını gördüm ki iyice içime işlesin..Sarı ışıklar yanınca  da gezdim ;  gün yeni yeni ağarırken de..içeri girdim ve duvardaki izmaritleri gördüm. Anlamsızca kendi doğumgünüme denk gelen sigarayı aradı gözlerim ve üzerine yazılmış notu. .Sonra okumaya başladım. Ruj izlerini aradı gözlerim , renklere takıldım.Herşey ağır ağır olsun istedim içeride ; beni sürüklenmeye iten insan kalabalığına inat.geldi geçti insanlar, ben yine takıldım kaldım.

Çizgili, soluk  renk pijamasıyla bir adam geldi gözümün önüne,Kemal , kalktı yatağından , terliklerini geçirdi ayağına; mutlu mu mutsuz mu belli değil, sorgulamadığı için belki de artık..Camdan bakınca nereyi görüyor bilmek istedim.. 

O yatağın içine kıvrılıp usul usul ağlamak, derin bir nefesle uyanmak istedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder