4 Ağustos 2015 Salı

çocukla uzun yol planları

Ta - taam , geldik zurnanın zırt dediği yere. Yolda çocuk eğlendirmece;) Bir kere baştan bir kabul edin , çocuklar keyifli bir yolculuk geçirmezse siz bir kabus yaşarsınız. O zaman napıyoruz ; tabii ki bir birey olduğunu -her zamanki gibi aslında - ayırt ediyor  O'nu yanımızda sürüklemiyor  O'nunla birlikte birşeyler yapmaya çalışıyoruz. 

Aslında bunu yazmak bile tuhaf , ne bileyim sahanda yumurta tarifi vermek gibi hani..Herkes bilir zaten , e zaten herkes öyle yapmıyor mudur ki falan diye düşünüyor insan ama cık herkes öyle falan yapmıyor işte.  Bir dolu serzeniş duyuyorum , " bi uyumadı, yolu burnumuzdan getirdi, ay bi çocuk gibi oturmuyor yerinde  sessiz sessiz" .. Bıdı bıdı yani.. Tamam her yolculuk bir keyif serüveni olmayabilir ama eziyete dönüşmüşse azıcık da dön kendine bak yahu , acaba biz mi bir şeyleri yanlış yapıyoruz diye.. Sonuçta büyük olan biziz di mi ; ortada bir sorun varsa büyük ihtimalle biz bir sorunu öngöremediğimiz ya da sonrasında çözemediğimiz içindir. 

O zaman napalım; tabii ki yolculuk için hazırlık yapalım. Yolun kaç saat süreceği bellidir ,planlı adımlar hepimizi  daha huzurlu yapar:) 

Yolda neler yapılabilir, biz neler yapıyoruz , ne yapmayı umduk ama hiç işe yaramadı listesi:


1. Uyku : İşte ebeveynlerin en en en sevdiği yolculuk aktivitesi. Yolda uyuyan çocuk candır di mi;) Ama tabii beklentilerinde bir sınırı mantığı olmalı.çocuk yolun kadarını uyuyarak geçirebilir allahaşkına:) Baktınız uyuyor , mola falan es geçin , basın gidin gidebildiğiniz kadar:) (hız sınırları dahilinde tabii )

Biz şöyle yapıyoruz:

Bir kere yola çıkış saatine bizim canavarın uyku saatine göre karar veriyoruz.Yani mesela:

  • sabah 5 gibi Ankara'dan yola çıkıyoruz . O ,  her zamanki gibi  7.30- 8 civarı uyandığında biz güneye doğru gidiyorsak Afyon'da  , batıya gidiyorsak Eskişehir' de oluyoruz. Yani ilk molaya kadarki zamanda uyuyor oluyor. Az sonra anlatacağım uzun mola sonrasında yolculuğa başlayınca 2 saat kadar yol alıp sonra mutlaka tekrar mola veriyoruz. Bu 2-3 saat içinde de 10-15 dakika da olsa azıcık durup çimenlere falan atıyoruz kendimizi . Mantık belli : En az 2 uzun mola , 3 ya da 4 kez de kısa mola. Uzun mola yerlerine önceden karar veriyoruz ; böylece her biri ayrıca gidip görülesi bir seçenek oluyor, yolda olduğumuzu bile unutuyoruz.
  • ya da mesela ; kahvaltı faslını evde halledip 9 gibi yola çıkıyoruz. Bu durumda da ilk molaya dek olan zamanı yol oyuncakları aktiviteleri ile geçiiriyoruz.. Sonra da 2 saat mola verince nerdeyse öğlen 3 oluyor. Karnı tok, molada bolca enerji harcamış çocuğun da arabaya tekrar binince uyuma olasılığı artıyor. 
2.Molalar :Bir kaç saatlik bir kaç mola veriyoruz. Eni konu uzun uzun kahvaltı ediyoruz , ne bileyim üzerine  biz kahve , oğlum limonata keyfi yapıyor.  Afyon'da meşhur İkbal'in  yanında açık bir alışveriş merkezi var malumunuz, pek kalabalık olmuyor bayram seyran değilse. Biz ordaki minik havuzun yakınlarında oturup sohbet ederken , oğlum da scooter keyfine başlıyor. Molada ne alaka  scooter falan demeyin , evet enerjisini biraz olsun atmalı bence, yazık değil mi çocuğa öyle otur otur patlar insan.Sonra dondurma faslı başlıyor. Velhasıl hepimiz yolda olduğumuzu bile unutuyoruz. Aa sahi Eskişehir molalarına da ben bayılıyorum bizim evde. Porsuk kenarında  keyifli bir kahvaltı ediyoruz önce -ki zaten bir dolu insan sadece bunun için Ankara'dan Eskişehir'e gitmiyor mu ? Sonra Porsuk kenarında bir çocuk parkı var, hemen yanında da kafedeçocuk diye enfes bir yer. Burda siz rahat rahat çayınızı içip kurabiyelerinizi yerken çocuğunuz da iki adım ötenizde parkta oynuyor. İçerisi çocuklar için kitaplar ve dergilerle dolu. Hatta çeşitli atölye çalışmaları da oluyormuş ama tabii biz molada atölyeye katılacak adar abartmadık henüz çok şükür:) Kahvaltıdan sonra kısa bir Porsuk tekne gezisi yapıyoruz. Eskişehir çocuklar için harika bir kent , kocaman kocaman parkları olan-Ankara'da pek alışık olmadığımız türden. Biz hemen hepsini denedik ve bayıldık ama tabii molayı bu kadar uzatmak istemeyebilirsiniz. Eskişehir molası dönüş yolunda genelde akşam saatlerine denk geliyor; hani sizin de öyle olursa diye söylüyorum ;kesinlikle balaban köfte öneriyoruz size. Öyle salaş bir görünümü var ki sanırım önünden on kez geçseniz bir kez girmezsiniz ; biz  bir daha bir daha baktık burası mı yahu diye ama.. Hımmm , enfes bir tat. 

Amaç belli: yolda olduğunu unut, nereye vardıysan onun tadını çıkar.


3. Yol oyuncakları : Hayat kurtarıcılar. Doğal olarak bunlar çocuğun ilgi alanına göre çeşitlilik gösteriyor. Ama örneğin 2015 yaz tatilinde dürbün bizim için tam bir kurtarıcı oldu. Hani deminden beri öyle bilmiş bilmiş yazıyorum ya ; 5 te çıkıyoruz ,ilk molaya dek oğlum uyuyor falan diye.. Hah işte bu son tatilde 20 kilo çocuğu kucakladık koyduk sabahın 5 inde arabaya ve uyumadı tekrar iyi mi! Kalakaldık önce bi, ee şimdi nolcak diye.. Üstelik de uykusu bölünmüş bir çocuk vardı artık elimizde ve vallahi mızıklansa da haklıydı.Tatil diye Ankara'dan bilmemkaç yüz kilometre ötede bir yeri O seçmedi nihayetinde di mi:)Neyse toparladık hemen ve oyuncak çantana bir bak istersen dedik. Ta- taamm . Dürbün! Bir dürbün bir çocuğu kaç saat oyalar? Çoook:) (çok'un ne olduğunu daha doğrusu ne olmadığnı hepimiz biliyoruz dimi )  "sence bu dağ mı yoksa tepe mi anne, bu tepede tavşan var mıdır anne, en yüksek dağ mı daha yüksektir orta şerit balina mı anne , sen hiç dağa tırmandın mı baba" derken derken biz ilk molaya kadar inanılmaz keyifli vakit geçirdik. Hem giderken hem de dönerken en bi sevdiğimiz oyuncak dürbün oldu.

fotoğraf makinesi: 4-5 ay kadar önceydi, evde bir sitem bir sitem bize. "Bu evde herkesin bir fotoğraf makinesi var ama benim yok.. " Bizimkilerden kullanabilirsin, evdeki herşey hepimizin falan dedik ama çocuk haklı."Kendime ait olsun , sizin kendinize ait " dedi. (kimse kimsenin makinesini kullanmaz bizde , yapılacak bir şey yok )Oyuncak fotoğraf makinesi alsak dedik , kırılıp gidecek, bir işe de yaramayacak hem zaten bu gerçek değil diye söylenecek bize.. Bir de fiyatını görünce "oyuncak fotoğraf makinesi" nin , kendimizi bir tekno markette buluverdik ; üstüne azıcık aha verelim de bari adam gibi gerçek bir makine alalım diye. İyi ki de almışız. Öyle keyifli ki O nun gözünden görebilmek bir şeyi. Akşamları elinde makineyle balkona koşturup "anne şu güneşin güzelliğini" görüyor musun dediğinde  ya da O nun çektiği fotoğrafları bilgisayara atarken öyle bi mutlu oluyorum duygulanark azıcık da.Yolculuk boyunca da çok güzel yol fotoğrafları çektik birlikte.Şimdi onlara bakınca bir dolu şey hatırlıyoruz ve üzerinde konuşacak bir dolu şeyimiz oluyor:)

yolculuk aktivite kitabı: Son bir kaç ay içinde ne çok oldu bunlardan di mi.. Bizimkisi öyle çok boyamayla çizmesi arası iyi bir çocuk değil , evde bile iki kağıt boyamazken yolculukta Ona bunu teklif etmek saçma olurdu. Biz de tercihimizi bu kitaptan yana kullandık.




Mağazada kitabı inceleyebilirsiniz tabii ama benim bunu tercih etmemdeki sebep boyamadan ziyade zihin ,hafıza oyunlarına yer vermesiydi. Bazı aktiviteler için okuma yazma bilmesi gerekiyor ama sayıca azlar. Bazılarını da siz rahatlıkla şekilli hale getirebilirsiniz. Örneğin arabaları size verilen yönler (kuzey güney şeklinde) yardımıyla ilerletip hedefe götürüyorsunuz çizgilerle.. Bunda verilen yönleri harften çıkarıp şekle dönüştürmem yeterli oldu. 

Kardeşimin aynı yaştaki kızı ise boyama işine bayılıyor. onlar da şu suyla boyama kitaplarından aldılar (water magic sanırım di mi), yolda boya dükülüp saçılmasın diye.Memnun kalmışlar, benden söylemesi. Ama tabii zaten  isterseniz sadece bir boyama sayfası ve boya da işinizi rahatlıkla görür bu durumda.

Bir de uzay vizörü müz var ; arabanın demirbaşı kendisi. Arada  bagajda görüyorum kendisini arada bir de yerlerde yazık ama durup durup favori oyuncak haline geliyor. Sessiz, dağınıklık yapmayan, oyalayan , sohbet açmaya uygun , hayal gücünü tetikleyen güzel birşey bence. Oğlum da seviyor, e daha nolsun di mi:)

El feneri /Lazer : Bu ikisi süper ikili. Arabada yere minicik bir şey düşmesi hop diye el fenerini özne haline getiriveriyor. Evde de çok kullanıyoruz yahu biz bunu , ömrümüz oyuncak parçası aramakla geçiyor sanırım o yüzden.Lazerse benim en bi sevdiğim şeylerden . Öyle elimde lazerle gezsem bütün gün hiç sıkılmam vallaha da yaşım 35, az bi tuhaf oluyor dağa tepeye lazer tutmak. Ben de hevesimi bizimkiyle oynar gibi yaparken alıyorum:) Süper bir şey lazer ,her seferinde tekrar heyecanlandırıyor beni , bir daha bir daha şaşırıyorum vuuu nereye kadar gitti diye, ufo gören masum köylü kıvamında.Fizik öğretmeniyim ben demiş miydim? Rezillik yahu :) 

Bunun yanısıra  bir dolu küçük araba , robotumsu tuhaf yaratıklar,  dinazor familyası artık ne aklımıza geldiyse atıyoruz çantaya. Öyle aman aman bir şey olmasına gerek yok , yeni bir kaç küçük oyuncak yolculuklarda çok iş görüyor , bir heves..Bizimki  ömründe Transformers seyretmiş gibi optimus, hotshot gibi garip garip oyuncaklar alıyor , yol boyunca bir araba oluyorlar bir robot.. Bizim de işimize geliyor , sıkılmasın da..

Bunlar şimdilik aklıma gelen , büyük oranda çocuğun kendi kendini oyalayabilceği oyuncaklar. Bir de birlikte yol oynanabilcek yol oyunları var -ki yolun çoğu bunlarla geçiyor.O da başka bir yazıya artık, her biri öyle kıytırık ki , yazsan bir tuhaf yazmasan e işe yarıyorlar paylaşmayalım mı ;)







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder